EVLİLİK SEBEBİYLE İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
Evlilik, bireyin hayatındaki önemli dönüm noktalarından biridir ve beraberinde yeni sorumluluklar getirir. Özellikle kadınlar için, evlilik hem sosyal hem de ekonomik hayatlarında önemli değişikliklere neden olmaktadır. Bu değişikliklerden biri de iş hayatına ilişkindir. Türk İş Kanunu, evlenen kadın işçilere belirli bir süre içinde iş sözleşmelerini feshetme hakkı tanıyarak bu durumu kanuni düzenleme altına almıştır. Türk İş Kanunu’nun 14. maddesi, kadınların evlilik sonrası iş hayatlarına uyum sağlamalarına yardımcı olmak, Aile kurma ve iş hayatını dengeleme konusunda kadınlara destek olmak ve Toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlamak gayesiyle kadın işçilere evlilik nedeni ile iş sözleşmelerini feshetme hakkını vermiştir. Bu maddeye göre, evlenen kadın işçi, evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde kendi isteğiyle iş sözleşmesini feshedebilir. Bu fesih halinde, işçi kıdem tazminatına hak kazanacaktır.
1475 Sayılı İş Kanunun Kıdem Tazminatı Başlıklı 14. Maddesinin 2. Fıkrasında yer alan;
"Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır."
şeklindeki düzenleme ile evlenen kadının kıdem tazminatı hakkı kanun koyucu tarafından koruma altına alınmıştır.
Süre sınırlaması: İşçinin bu hakkını kullanabilmesi için evlilik tarihinden itibaren bir yıllık bir süre vardır. Bu süre zarfında fesih bildiriminde bulunulması gerekmektedir.
Kendi isteğiyle fesih: İşçinin feshi kendi isteğiyle yapılması gerekmektedir. İşverenin bu konuda herhangi bir zorlaması veya baskısı söz konusu olamaz.
Kıdem tazminatı: İşçi, bu hakkını kullandığında kıdem tazminatına hak kazanır. Kıdem tazminatı miktarı, İş Kanunu’nda belirtilen hükümlere göre hesaplanır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, 21.01.2016 tarihli ve 2015/5355 E., 2016/597 K. sayılı kararı
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, iş sözleşmesini evlilik nedeni ile 1475 sayılı kanunun 14. maddesi gereğince feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının 11.07.2011 tarihinde verdiği dilekçede, özel nedenlerden ötürü iş akdini feshettiğini bildirdiğini, istifasının üzerinden 4 ay geçtikten sonra firmaya ihtar çekerek iş akdini evlilik nedeniyle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiğini, davacının iş sözleşmesinin fesih sebebinin evlilik olmaması nedeniyle davacıya ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, , davacının 18.05.2011 tarihinde evlendiği, 11.07.2011 tarihli dilekçeyle özel nedenlerden ötürü istifa ettiğine ilişkin dilekçeyi davalı işverene verdiği, daha sonra 21.07.2011 tarihinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başladığının sicil dosyasından anlaşıldığı, davacının 11.07.2011 tarihinde işten ayrılırken evlilik nedeniyle işten ayrılmak istediğine ilişkin bir beyanın dilekçesinde bulunmaması ve bu tarihten 10 gün sonra 21.07.2011 tarihinde başka bir işveren nezdinde çalışmaya başlamış olması karşısında davacının evlilik nedeniyle iş akdini sonlandırmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kıdem tazminatını hak edip etmediği ve fazla çalışma yapıp yapmadığı noktalarında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 120'nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır.
Kadın işçinin evlilik öncesinde bu hakkını kullanması da olanaksızdır. Yine evlilik öncesi çeşitli işlemlerin yapılmasının işe devamsızlık noktasında geçerli mazereti oluşturup oluşturmayacağı her bir olay yönünden değerlendirilmelidir.
Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Kadın işçinin, iş sözleşmesini evlilik nedenine dayalı olarak feshine rağmen başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı her bir somut olay yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak yasada belirtilen fesih hakkı tanınmıştır. Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasakoyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir işyerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir.
Somut olayda, davacının 18.05.2011 tarihinde evlendiği ve 11.07.2011 tarihinde evlilik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilerek kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmiş olması hatalıdır.
3- Davacı davalı sağlık merkezinde laborant olarak çalışıp, nöbet tutarak fazla çalışma yaptığını ileri sürmüştür. Davacı tanıkları da davacının bir gün 08.00-17.00, ertesi gün 08.00 de başlayıp diğer gün 15.00 de çıktığını, çalışmanın bu döngü ile devam ettiğini, nöbetlerin rastlaması durumunda Pazar günleri de çalışıldığını belirtmişlerdir. Dosya içindeki belge ve tanık beyanlarına uygun olarak hazırlanan 25.06.2013 havale tarihli ek raporun pazarları da çalışıldığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya değer verilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 21/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 02.11.2015 tarihli ve 2014/17600 E., 2015/30741 K. sayılı kararı
Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 01.06.1999 tarihinden iş akdinin evlilik suretiyle sona erdirildiği 30.04.2004 tarihine kadar davalı şirket bünyesinde aralıksız fasılasız işletme operasyon elemanı sıfatıyla çalıştığını, 17.08.2003 tarihinde evlendiğini ve evliliğe istinaden iş akdini 30.04.2004 tarihinde sona erdirdiğini, adına tahakkuk eden kıdem tazminatının davalı işverenlikçe ödenmediğini iddia ederek; kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının evlilik gerekçesiyle işten ayrılmadığını, bu husustaki iradesini ve evlilik cüzdanını şirkete sunmadığını ve kıdem tazminatı talep etmediğini, dolayısıyla kıdem tazminatına hak kazanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının 01/06/1999-30/04/2004 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde çalıştığı, 17/08/2003 tarihinde evlendiği, evlilik nedeniyle iş sözleşmesini sona erdirmek isteyen kadın işçinin evlilik tarihini takip eden 1 yıl içinde işverenliğe dilekçe ve ekinde evlenme cüzdan fotokopisini içerecek şekilde müracaat ederek kıdem tazminatı talep etmesi gerekirken 19/04/2004 tarihli istifa dilekçesinde ihbar süresi tanıyarak iş akdini sonlandırdığı, evlilik nedeniyle istifa ettiğini belirtmediği kaldı ki evlilik nedeniyle işten ayrılan kadının ihbar sürelerini de beklemek zorunda olmadığı, istifa dilekçesinde eşiyle aynı işyerinde bütün günü birlikte geçirmenin zorluğunu belirttiği, bu husususun bizatihi yasanın tanımış olduğu evlenme nedeniyle ayrılmayı değil aynı ortamda birlikte zaman geçirmenin verdiği sıkıntıdan kaynaklandığının ileri sürüldüğü, davacının istifa dilekçesini 19/04/2004 tarihinde sunarak 30/04/2004 tarihinde ayrılacağını beyan ettiği, buna göre talebin sabit görülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasında, bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde feshedebileceği hükme bağlanmıştır. Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkı, evlilik tarihinden itibaren başlar. Bu hak, sadece bayan eşe tanınmış olup, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılmalıdır. Kadın işçinin yasanın tanıdığı fesih hakkını kullanması halinde, kıdem tazminatı talep hakkı doğar. Feshin işverence kabul edilmesi gerekmez. Aynı zamanda işçinin işverene ihbar öneli tanıması zorunluluğu da bulunmamaktadır.
Kıdem tazminatı işçinin işyerindeki yıpranmasının, geçmiş hizmetlerinin karşılığıdır ve bir menfaat olduğu da açıktır. Kıdem tazminatının gerçekleşme koşulları ve miktarı doğrudan kanunla belirlenmiştir. Bu menfaat hukuk düzeni tarafından korumaya alınmıştır. Hakkın kötüye kullanıldığı savunulmadığı sürece menfaat teorisi gereği işçi bundan yararlandırılmalıdır.
Davacının dosyada bulunan nüfus kaydına göre 17.08.2003 tarihinde evlendiği, 19.04.2004 tarihinde davalı işverene hitaben yazdığı dilekçesinde; evlilik nedeniyle çalışmak istemediğini belirtir yönde ifadeler kullanarak 30.04.2004 tarihi itibariyle ayrılmak istediğini açıkladığı anlaşılmaktadır. Mahkemece her ne kadar bu dilekçenin evlilik nedeniyle işten ayrılma iradesini taşımadığı gerekçesi ile kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de; davacının ihbar öneli tanımaksızın fesih imkanına sahip olduğu bu halde 30.04.2004 tarihinden yaklaşık 10 gün öncesi dilekçesini işverene sunması işten istifa etmek sureti ile ayrıldığı şeklinde yorumlanamaz. Davacının evlenme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde davalı işverene evlilik nedeniyle ayrılmayı ifade eder dilekçesi sunması, davacının evlenme nedenine dayalı fesih hakkını kullanması olarak kabul edilmiştir. Fesih işlemi yasanın aradığı bir yıllık süre içinde kullanılmıştır. Yasa gereği kıdem tazminatına hak kazanmıştır. Mahkemece kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sunulan evlilik sebebiyle iş sözleşmesi feshi dilekçe örneği, genel bir çerçeve sunmakla birlikte, her iş sözleşmesi farklı hüküm ve koşullar içerir. Bu nedenle, bu örnekteki bilgilerin sizin durumunuza tam olarak uymayabileceğini unutmayın. Yanlış veya eksik bir dilekçe, işten ayrılma sürecinizde hak kayıplarına yol açabilir. Bu hassas konuda bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızı korumanız ve işten ayrılma sürecinizi sorunsuz bir şekilde tamamlamanız açısından büyük önem taşımaktadır.
...(ÇALIŞTIĞINIZ ŞİRKETİN İSMİ)... MÜDÜRLÜĞÜNE
../../.... tarihinden itibaren kurumunuzda ……… personeli olarak çalışmakta bulunmaktayım. Sunmuş olduğum evlilik cüzdanım ile de sabit olduğu üzere ../../.... tarihinde evlendim ve ilgili 1457 sayılı İş kanunun 14.maddesinde yer alan"bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde evlilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde kıdem tazminatı hak kazanacağı" şeklindeki hükmüne dayanarak, evlilik nedeniyle ../../.... tarihinden itibaren geçerli olarak iş sözleşmemi sona erdirmekteyim. Gereğinin yapılmasını ile birlikte kıdem tazminatı ve sair işçilik alacaklarımın tarafıma ödenmesini talep ederim.
AD-SOYAD:
İMZA:
+Erkek işçi evliliği sebep göstererek işten ayrılırsa kıdem tazminatına hak kazanabilir mi?
-Hayır, Kazanamaz. Salt olarak evliliği sebep göstererek kıdem tazminatına yalnızca kadınlar hak kazanabilir.
+Kadın işçiyim, evlendikten sonra 1 yıl dolmadan işveren tarafından işten kovuldum, kıdem tazminatımı alacak mıyım?
-Türk İş Kanunu, evlenen kadın işçilere, evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde kendi istekleriyle iş sözleşmelerini feshetme hakkı tanımaktadır. Bu durumda, doğrudan kadın işçi evliliğinden itibaren 1 yıl içinde evliliği sebep göstererek istifa ederse kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Ancak kadın işçi istifa etmeden, işveren tarafından iş akdi feshedilirse ilgili kanundan yararlanılamaz ve kıdem tazminatı ödenmez. İşverenin kötüniyetli olarak işçiyi işten çıkarması halinde işçinin dava açma hakkı saklıdır.
+İşten çıkarken ihbar sürelerine uymalı mıyım?
-Hayır, evlilik sebebiyle işten ayrılma bir derhal fesih halidir ve yasal ihbar sürelerine uyma yükümlülüğü doğurmaz.
+Evlilik sebebiyle işten çıktım, yeni bir işe girersem tarafıma dava açılır mı yahut aldığım kıdem tazminatını geri ödemeli miyim?
-Hayır, evlilik sebebiyle işten çıkarak kıdem tazminatı almanız halinde yeni bir işe girebilirsiniz.
Yayınlarımız, sizlere bilgi ve fayda sağlaması amacı ile tavsiye maksadında hazırlanmıştır. İşbu bilgi notu Türkiye Cumhuriyeti yasal düzenlemeleri esas alınarak takdir edilmiş olup, herhangi bir hukuki kesin geçerlilik içermemektedir.
Saygılarımızla,
Gençel Hukuk Bürosu
Av. Abdullahcan GENÇEL
Tüm hukuki süreçte uzman kadromuz ile yanınızdayız, aklınıza takılan tüm hukuki sorunlar hakkında bizimle iletişime geçebilirsiniz.
FAALİYET ALANLARIMIZ
Mesajınıza en kısa sürede Avukatlarımız tarafından dönüş sağlanacaktır.