TEHİRİ İCRA (İCRANIN GERİ BIRAKILMASI)
İcra takibi, borçlu için zorlu bir süreçtir. Kanun, bu süreçte borçluya bir "soluklanma alanı" sunar. Bu alan Tehri icra yani icranın geri bırakılması olarak adlandırılır. Tehri icra kurumu, borçlunun belirli şartları yerine getirerek icra işlemlerini geçici olarak durdurmasını sağlayan hukuki bir mekanizmadır. Özellikle borç ve alacak ilişkilerinde sıkça karşılaşılan bu kavram, taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde önemli bir rol oynar. Tehiri icra kararı, borçluya zaman kazandırırken, alacaklıların haklarını koruma amacı taşır.
Tehiri icra kurumu,Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun 350. maddesinde düzenlenmiş olup ilgili madde
(1) İstinaf yoluna başvurma, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarındaicranın geri bırakılmasına karar verilemez. Kural olarak kiracının tahliyesi davasında kesinleşmemiş hüküm ile ilamlı icra yoluna gidilebilir. Yani, ilamlı icra yoluyla tahliye için hükmün kesinleşmesi gerekmez. Borçlu, paranın tamamını ödeyerek takibi durdurabilir. Söz konusu hükmün düzenlenmesindeki asıl sebep, ilamın kaldırılma ya da bozulma ihtimaline karşın borçlunun icra takibinden doğacak zararlarının önüne geçmektir.
(2) Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.
şeklindedir.
Tehiri İcra Prosedürü:
Tehiri icra, borçlunun ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesi için mahkeme kararı ile icra işlemlerinin geçici olarak durdurulmasıdır. Bu durum, borçlunun mallarının haczedilmesi veya satılmasının önüne geçer ve borçluya mali durumunu düzeltme fırsatı verir. Tehiri icra kararının verilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Mahkeme, borçlunun ödeme güçlüğü çektiğine ve tehiri icranın gerekli olduğuna kanaat getirmelidir. Ayrıca, borçlunun, mahkemenin belirleyeceği bir teminatı sunması da gerekmektedir. Tehiri icra kurumunu belirli bir sırada özetlemek gerekir ise;
1. İcra Takibinin Tebliği: Süreç, alacaklının başlattığı ilamlı icra takibinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesiyle başlar. Tebligatın usulsüz olması durumunda, borçlunun tebligatın iptali için usulsüz tebligatı şikayet hakkı vardır.
2. Derkenar Talebi: İcra takibinin tebliği ile borçlu, söz konusu ilamın tehiri icra talepli olarak istinaf veya temyiz edildiğini gösterir "derkenar" belgesini kararı veren mahkemeden talep etmelidir. Derkenar, kanun yoluna başvurulduğunun resmi bir kanıtıdır.
3. Tehiri İcra Talebi: Tehiri icra talebi, istinaf/temyiz dilekçesi içinde belirtilebileceği gibi, ayrı bir dilekçe ile de talep edilebilir. İstinaf/temyiz dilekçesinde talep edilecekse, dilekçede "tehiri icra taleplidir" ibaresinin açıkça belirtilmesi zorunludur. Ayrı bir dilekçe ile talep edilecek ise, dilekçede ilama karşı kanun yoluna başvurulduğu ve ilamın icraya konulduğu belirtilmelidir. Tehiri icra talebinde bulunulmaksızın sadece istinaf veya temyiz yoluna başvurulması, icranın geri bırakılması için yeterli değildir.
4. Tehiri İcra Kararının İcra Dosyasına Sunulması: Derkenar belgesi borçlu tarafından icra dosyasına sunulmalıdır. Uygulamada, bazı durumlarda mahkeme kalemi de derkenarı UYAP üzerinden icra dosyasına gönderebilmektedir. Ancak, derkenarın dosyaya ulaşıp ulaşmadığının takibi borçlunun sorumluluğundadır.
5. Kapak Hesabı ve Teminat: Derkenar icra dosyasına sunulduktan sonra, ilgili icra müdürlüğünden ileriye dönük 3 aylık "kapak hesabı" yapılması talep edilir. Bu hesap, icra takibine konu alacağın faiz ve diğer giderlerle birlikte 3 aylık tahmini sürecini gösterir. Kapak hesabında belirtilen tutar, nakit olarak icra dairesine yatırılır veya bir banka teminat mektubu dosyaya sunulur. Teminat mektubunun aslı icra müdürlüğüne teslim edilmelidir.
6. Mehil Vesikası ve İcra Hukuk Mahkemesine Başvuru: Derkenar ve teminat dosyaya sunulduktan sonra icra dairesinden "mehil vesikası" talep edilir. Mehil vesikası, icra müdürlüğünün, borçluya İcra Hukuk Mahkemesi'nden tehiri icra kararı getirmesi için verdiği süreyi gösterir. Bu süre genellikle 90 gündür. Borçlu, bu süre içinde derkenar, kapak hesabı, teminat dekontu/mektubu ve mehil vesikası ile birlikte İcra Hukuk Mahkemesi'nde dava açarak icranın geri bırakılmasını talep etmelidir. Bazı icra müdürlükleri bu başvuruyu kendileri yapabilmektedir; ancak bu durumun takibi yine borçlunun sorumluluğundadır.
7. İcranın Geri Bırakılması Kararı ve Sonuçları: İcra Hukuk Mahkemesi'nin tehiri icra kararı vermesiyle, istinaf/temyiz incelemesi sonuçlanana kadar icra takibi durdurulur. Bu duruma "icranın geri bırakılması" denir. Yargılama sonucunda yerel mahkeme kararı bozulursa, borçlu yatırdığı teminatı geri alır. Üst mahkeme kararı borçlu aleyhine olursa, icra işlemleri devam eder. Tehiri icra talebinin reddi halinde, borçlunun ret kararına itiraz hakkı vardır. Ancak itirazın sonucu kesin olup, aleyhe sonuçlanırsa icra işlemleri devam eder.
Teminat Mektubu Sunulması
Teminat mektubu, bir bankanın veya finansal kuruluşun, belirli bir miktarda parayı borçlunun adına ödemeyi taahhüt ettiği bir belgedir. Bu mektup, alacaklının haklarını koruma altına almak ve borçlunun mali yükümlülüklerini yerine getirme taahhüdünü göstermek amacıyla kullanılır. Tehiri icra sürecinde, mahkeme, borçlunun teminat mektubu sunmasını zorunlu kılabilir. Bu mektup, icra işlemlerinin durdurulması sürecinde alacaklının haklarının korunmasını sağlar ve borçlunun mali gücünü ortaya koyar.
Teminat mektubu sunulacak ise bazı hususlar önem arz etmektedir.
Tehiri İcraya İlişkin Yargıtay Kararları
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 15.12.2015 tarihli ve 2015/22257 E., 2015/31711 K. sayılı kararı
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun borca itirazı üzerine alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davası sonucu itirazın iptaline karar verilmiş, borçlu tarafından icra dairesine yapılan başvuru ile, itirazın iptali kararının tehiri icra istemli olarak temyizi ile dosya borcunun tamamını karşılar teminat mektubunun icra dosyasına sunulması nedeniyle borçluya ait mallara konan hacizlerin kaldırılması istenmiş ve müdürlükçe talebin kabulü ile borçluya ait araçtaki haciz ve yakalama kaldırılmış, alacaklı, icra müdürlüğünün bu işleminin kaldırılması maksadyla icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurmuş, mahkemece şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün haciz ve yakalama şerhinin kaldırılmasına ilişkin işleminin iptaline karar verilmiştir.
Somut olayda, alacaklı tarafından genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takibine borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali isteminin, Alanya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 07.11.2014 tarih, 2013/743 esas ve 2014/1059 karar sayılı kararı ile kabul edilerek, 13.600,00 TL. alacak yönünden itirazın iptaline karar verildiği, alacaklının icra dairesine ilamı ibraz ederek 12.12.2014 tarihli haciz talebi üzerine, icra müdürlüğünce hacizler uygulandığı, borçlunun ise itirazın iptali ilamını tehir-i icra talepli temyiz ettiğine dair dilekçeyi icra dairesine sunarak, 47.713,86 TL bedelli teminat mektubunu sunması üzerine, 07.5.2015 tarihinde mehil vesikası düzenlendiği ve aynı tarihli talep ile borçlunun icra müdürlüğüne başvurarak malları hakkında uygulanan tüm hacizlerin kaldırılmasını istediği, müdürlükçe hacizlerin kaldırıldığı görülmüştür.
İİK'nun 36. maddesi gereğince; ilâmı temyiz eden borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehin veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehin veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için Yargıtay’dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir.
İİK.nun 85/1. maddesi uyarınca; borçlunun mal ve haklarından, alacaklının ana para, faiz ve masraflar dahil tüm alacağına yetecek miktarı haczolunur. Aynı maddenin son fıkrası uyarınca ise, icra memurunun haciz koyarken alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmesi gerekir.
Yargıtay'dan tehiri icra kararı alabilmek üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için ibraz edilen teminat mektubu veya yatırılan nakdi teminat, ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği kuşkusuz olduğu gibi, hacizlerin devam etmesi İİK.nun 85/son maddesiyle de bağdaşmayacaktır.
Şu hale göre; borçlu tarafından, 16.4.2015 tarihli dosya hesabında tespit edilen 39.419,53 TL bakiye borç miktarını fazlası ile karşılar miktarda teminat mektubu icra dairesine sunulmak suretiyle dosya borcu depo edilmiş olmakla, icra müdürlüğünce aşkın hale gelen hacizlerin kaldırılması yerinde olduğundan, mahkemece şikayetin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 16.06.2016 tarihli ve 2016/5231 E., 2016/10624 K. sayılı kararı
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR: Borçlu vekili, takibe dayanak ilamın tehiri icra talepli olarak temyiz edildiğini, teminat mektubu karşılığında mehil vesikası alındığını, 03/02/2016 tarihinde dosyaya tehiri icra kararının sunulduğunu, aynı tarihte alacaklının teminat mektubunun nakte çevrilmesi talebinde bulunduğunu, icra dairesince talebin kabulü ile teminatın nakde çevrilmesine ve alacaklı vekiline ödenmesine karar verildiğini belirterek müdürlük işleminin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, icranın geri bırakılması kararının getirilmesi için verilen sürede, icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı getirilmemesi veya temyiz edilmiş olan kararın onanması halinde, gösterilen teminatın icra müdürü tarafından paraya çevrilerek alacaklıya ödenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda,... İcra Müdürlüğü'nün 2015/18935 Esas sayılı icra dosyasına tehiri icra kararının 03.02.2016 tarihinde ibraz edildiği, aynı tarihte borçlu vekilinin icra müdürlüğüne başvurarak bankaya gönderilen tazmin talebinin geri alınması talebinde bulunduğu, bankaya talep öncesinde teminat mektubunun paraya çevrilmesi şeklinde talimatın verildiği, dosyaya giren paranın ise 04.02.2016 tarihli reddiyat makbuzundan görüleceği üzere bu tarihte alacaklıya ödendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda dosyaya sunulan tehiri icra kararına rağmen gelen paranın bloke edilmesi gerekirken alacaklıya ödenmesi usulsüz olup Mahkemece şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 10.05.2018 tarihli ve 2018/2590 E., 2018/4635 K. sayılı kararı
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklının icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra müdürlüğünce borçluya tehiri icra kararı getirmesi için verilen mehil süresi içerisinde kararın getirilmemesi nedeniyle alacaklının talebi ile icra müdürlüğünün 14.8.2015 tarihli kararında, dosyaya yatırılan nakit teminatın alacaklıya ödenmesine karar verildiğini ancak, mehil süresinin dolmasından sonra borçlu tarafından sunulan tehiri icra kararı gereğince borçlunun talebi üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu ve 14.8.2015 tarihli kararın uygulanmasına yer olmadığına karar verildiğini, ancak icra müdürünün kendi kararından dönemeyeceğini ve şartları oluşmasına rağmen dosyadaki nakit teminatın alacaklıya ödenmemesine ilişkin kararın yerinde olmadığını ileri sürerek icra müdürlüğünün 19.8.2015 tarihli takibin durdurulmasına dair kararının iptalini talep ettiği, mahkemece; icra müdürlüğünce verilen karardan kendiliğinden dönülemeyeceği gerekçesiyle istemin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; alacaklı tarafından borçlu aleyhine ... ... 26. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin tazminat konulu ilamına dayalı olarak ilamlı icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı ilamın borçlu tarafından tehiri icra talepli olarak temyiz edildiği, borçlu vekiline 13.4.2015 tarihli 90 günlük mehil vesikası verildiği, bilahare borçlunun talebi üzerine 13.7.2015 tarihinden itibaren 30 günlük ek mehil vesikası verildiği, ek mehil süresi içinde 12.8.2015 tarihinde Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nce icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar icra müdürlüğü kendi kararından vazgeçemez ise de, şikayete konu işlemin icra mahkemesince denetlenerek usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece salt bu gerekçeyle sonuca gidilmesi yerinde olmayıp, icranın geri bırakılması kararı üzerine icra dairesinin ilamın icrasını Yargıtay'ın esas hakkındaki temyiz incelemesinin sonuçlanmasına kadar geri bırakması gerektiğinden, borçlunun tehiri icra kararı sunması üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına ve nakit teminatın alacaklıya ödenmesine ilişkin kararın uygulanmamasına yönelik işleminin hukuka uygun olduğunun kabulü ile, alacaklının bu kararın iptali istemi ile ilgili şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yayınlarımız, sizlere bilgi ve fayda sağlaması amacı ile tavsiye maksadında hazırlanmıştır. İşbu bilgi notu Türkiye Cumhuriyeti yasal düzenlemeleri esas alınarak takdir edilmiş olup, herhangi bir hukuki kesin geçerlilik içermemektedir.
Saygılarımızla,
Gençel Hukuk Bürosu
Av. Abdullahcan GENÇEL
Tüm hukuki süreçte uzman kadromuz ile yanınızdayız, aklınıza takılan tüm hukuki sorunlar hakkında bizimle iletişime geçebilirsiniz.
FAALİYET ALANLARIMIZ
Mesajınıza en kısa sürede Avukatlarımız tarafından dönüş sağlanacaktır.