İŞ HUKUKUNDA MÜCADELECİ ÇÖZÜM YOLLARI: GREV

 

İşçilerin toplu olarak çalışma gücünü kullanarak işverenleri taleplerini kabul etmeye zorladıkları bir eylem olan grev, iş hukukunun en önemli ve tartışmalı konularından biri olup, işçilerin işverene karşı kullandığı en etkili protesto araçlarından biridir. İşçi sınıfının haklarını savunmak, iş koşullarını iyileştirmek ve adil bir ücret talep etmek amacıyla yapılan grevler, tarihi süreç içerisinde önemli bir yer edinmiştir. Hem işçiler için bir hak, hem de işverenler için bir tehdit olarak görülen grev, iş ilişkilerinde güç dengesini etkileyen önemli bir faktördür. Bu çalışmada, Türk iş hukukunda grev hakkının düzenlenmesi, kanuni grev kavramı, şartları ve sonuçları incelenecektir.

 

KANUNİ GREV

 

Grev, mücadeleci çözüm yolu olarak yasada tanımlanmış bir haktır. Grev hakkı, Anayasa madde 54’te “Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler. Bu hakkın kullanılmasının ve işverenin lokavta başvurmasının usul ve şartları ile kapsam ve istisnaları kanunla düzenlenir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

 

Ayrıca Grev hakkı Anayasa’da güvence altına alınmış bir temel hak olmakla birlikte, Sendikalar ve Toplu İş sözleşmesi Kanunu (STİSK)’te de ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Kanuna göre grev kanuni grev ve kanun dışı grev olarak ikiye ayrılmıştır;

 

STİSK MADDE 58 – Grevin Tanımı

 

1-İşçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla, aralarında anlaşarak veya bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denir.

 

2-Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde, işçilerin ekonomik ve sosyal durumları ile çalışma şartlarını korumak veya geliştirmek amacıyla, bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılan greve kanuni grev denir.

 

3-Kanuni grev için aranan şartlar gerçekleşmeden yapılan grev kanun dışıdır.

 

Söz konusu maddeden anlaşılacağı üzere; Kanun dışı grev 6356 sayılı Kanun hükümlerine aykırı olarak, mesleki amaç dışında veya grev yasağı bulunan sektörlerde gerçekleştirilen, kanuni prosedürlere uygun olmayan eylemler olarak nitelendirilir.

 

Kanuni grev ise, işçilerin sendikaları aracılığıyla toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması durumunda, daha iyi ücret ve çalışma koşulları talep etmek amacıyla gerçekleştirdikleri bir toplu eylemdir. Bu tür grevler, yasalarla belirlenen şartlara uygun olarak gerçekleştirildiğinde, hem işçilerin hem de sendikaların yasal hakları olarak kabul edilmektedir.

 

KANUNİ GREV VE ŞARTLARI

 

İş kanunu m.58/2’de belirtildiği üzere kanuni grev, toplu iş sözleşmesi yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde, işçilerin ekonomik ve sosyal durumlarını korumak veya geliştirmek amacıyla yapılan grevdir. Bu amaç dışında yapılan ve grev engeli bulunan durumlardaki grev kanuni grev sayılmaz. Kanuni grev için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekmektedir.

 

  • Toplu İş Sözleşmesi Görüşmeleri: Söz konusu maddeden anlaşılacağı üzere işçilerin yaptığı grevin kanuni grev sayılabilmesi için toplu iş sözleşmesi yapılması konusunda uyuşmazlık çıkması halinde başvurulması gerekir.

 

  • Barışçıl Çözüm Yollarının Tükenmesi: Greve başvurulmadan önce arabuluculuk, hakemlik gibi barışçıl çözüm yollarının tükenmiş olması gerekir. Arabuluculuk uyuşmazlık tutanağının tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 günlük süre içinde sendika, grev kararı alabilir. Bu karar, en az 6 iş günü önceden karşı tarafa bildirilmek kaydıyla yürürlüğe konulur. Belirtilen süreler içinde grev kararı alınmaz veya karşı tarafa bildirilmezse, sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi kanunen sona erer.

 

GREVİN AMAÇLARI VE SINIRLARI

 

Grevin temel amacı, işçilerin ekonomik ve sosyal haklarını korumak ve geliştirmek için kullandığı bir enstruman olmasıdır. Bu amaçla, işçiler ücret artışı, daha iyi çalışma koşulları, sosyal haklar gibi konularda işverenle pazarlık yapma gücünü elde ederler. Greve giren işçiler bakımından grev, bir silsilenin takibi sonucunda elde etmiş oldukları bir kazanılmış haktır. Bu anlamda kanuni grevin amacı, sistem içerisindeki işçi taleplerinin işveren nezdinde kabul aşamasına getirmektir. Yani kullandıkları yasal bir haktır. Fakat, İşçiler, kanuni grev haklarını kullanırken şiddet kullanmamak, işyeri malına zarar vermemek ve kamu düzenini bozmak gibi yükümlülükleri yerine getirmek zorundadırlar.

 

Kanuni grev süresince, işçilerin iş sözleşmeleri askıda kalır. Greve katılma veya teşvik etme nedeniyle işten çıkarma yasal değildir. İşveren, grev boyunca işçi çıkartamaz veya yeni işçi alamaz. Ancak, üretim sürecinin devamlılığı veya işyeri güvenliğinin sağlanması için gerekli olan işçiler, işveren tarafından çalıştırılmaya devam edilebilir.

 

Tüm bunlarla birlikte grev hakkı sınırsız değildir. Kanunda, hayati hizmetlerdeki işçilerin grev hakkının kısıtlanması gibi bazı istisnalar bulunmaktadır.(Doktor, Mezarlık işleri vs.). Bu tip hayati önem taşıyan ve bunların grevi halinde hayatı felce uğratacak olan kimi özellikli iş kolları bakımından da yasaklar getirilmiştir. Buradaki yasak olması olayın çözümsüz kalması demek değildir. Buna da kanunda farklı şekillerde barışçıl çözüm yolu bulunmuştur. Örneğin Grev yasağının olduğu yerde yüksek hakem kurulu heyeti devreye sokulabilir. Yüksek hakem kurulu ile toplu sözleşme akdedilir.

 

Kanun hükümlerine aykırı olarak yapılan grevler, kanun dışı sayılır. Kanun dışı greve katılan işçiler hakkında işten çıkarılma gibi çeşitli yaptırımlar uygulanabilir, işverenin haklı nedenle fesih hakkı doğabilir. Çünkü kanun dışı grevin yasal temeli olmadığı gibi hem işçilerin haklarını zedeler hem de işletmenin faaliyetlerini olumsuz etkileyerek tarafların çıkarlarına zarar verir. Kanun dışı grevlere katılan işçiler, iş sözleşmelerinin işveren tarafından haklı nedenle feshedilmesi riskiyle karşı karşıya kalır. Bu tür grevler, hem işçilerin toplu pazarlık hakkını kötüye kullanmak anlamına gelir hem de işletmenin üretim faaliyetlerini durdurarak işveren tarafın ekonomik kayıplara uğramasına yol açar. Bu durum, işçilerin işsiz kalma riskini artırır ve gelecekteki iş bulma olanaklarını kısıtlar.

 

SONUÇ

 

Grev, iş hukukunda işçilerin en önemli mücadelenin araçlarından biridir. Ancak, grev hakkının kullanımı, kanunlarda belirtilen sınırlar ve koşullar çerçevesinde yapılmalıdır. Kanuna uygun yapılan grev, işçilerin haklarını korurken aynı zamanda işletmelerin faaliyetlerini de olumsuz etkilemeden, taraflar arasında uzlaşmanın sağlanmasına katkı sağlar.

 

 

Yayınlarımız, sizlere bilgi ve fayda sağlaması amacı ile tavsiye maksadında hazırlanmıştır. İşbu bilgi notu Türkiye Cumhuriyeti yasal düzenlemeleri esas alınarak takdir edilmiş olup, herhangi bir hukuki kesin geçerlilik içermemektedir.

 

Saygılarımızla,

 

Gençel Hukuk Bürosu

Av. Abdullahcan GENÇEL

Size Yardımcı Olabilir Miyiz?

Tüm hukuki süreçte uzman kadromuz ile yanınızdayız, aklınıza takılan tüm hukuki sorunlar hakkında bizimle iletişime geçebilirsiniz.

FAALİYET ALANLARIMIZ

İLETİŞİM

Mesajınıza en kısa sürede Avukatlarımız tarafından dönüş sağlanacaktır.

İsim *
Telefon Numarası *
Mesaj *
EK

Maksimum dosya boyutu (Mb): 4